Bu sorunun eminim bir çok besteci için basit ve net bir cevabı vardır. Benim için ise diğer bir çok soru gibi, asla tek bir cevabı olmaz.
15 yaşında rap müzik ile başlayıp, bir iki sene içerisinde nu-metal grubunda vokal yapmaya ve söz yazmaya başladım. Ardından rock türünde besteler yaptım.
Bir türü icra ederken diğerine ihanet ediyorum hissine kapılıyordum. Sanki sevgililerimmiş gibi, aldatıyormuşum gibi hissediyordum. Belki de genel algı yüzündendir. Hepsini seçemezsin. Bir yemekte iki çeşit çorba içer misin ? Hayır. Eminim bir çok kişi denememiştir bile. Bu da tıpkı bunun gibi bir şey. Derken üstüne elektronik müziğe merak sardım. Ama türler ne kadar farklı da olsa arkadaşlarım benim kalemimden çıktığını anlıyordu. Ayrıca yaptığım bir müziği dinleyen bir arkadaşım, "eh işte benim tarzım değil ama dinlerim yine de" derken, diğer bir müziği dinlediğinde "oha bunu sen mi yazdın, ben bunu dinlerim işte!" diyordu. Yani bu arkadaşım sonuçta sevdiği şarkımla sıkı bir takipçim oldu. Aslında bu benim aynı zamanda amaçlarımdan bir tanesi haline geldi: yaptığım müzikle tüm insanları birleştirmek.
Türkçe şarkıların yanı sıra İngilizce şarkılarım da olduğundan, bu birleştirme işini belki daha büyük bir kitleye yayabilirim diye düşündüm. Dediğim gibi, pop, rock, rap ve elektronik müzik icra edebildiğimden umuyorum ki herkes farklı tür müzik yapmalı algısını ortadan kaldırabilirim. Kim neyi yapabiliyorsa onu yapsın. Önemli olan o eserin önce eser sahibinin içine sinmesi, daha sonra o türü sevsin, sevmesin, herkesten takdir görebilmesi. Bu konuda bir şikayetim olmadı. Umuyorum türü ne olursa olsun, yayınlayacağım şarkıları keyifle dinler, sosyal medya profillerime abone olabilirsiniz. Hepsi internet sitemin ana sayfasında var.
Yeniden görüşmek üzere.
İlhan.
Comments